☆İçimizdeki Özlemdi..


Genç kız olduğu hâlin onu boğduğunu fark edip usulca kalktı oturduğu yerden. Üstünde aynı şeyleri defalarca yaşamının verdiği bıkkınlık vardı. İçindekileri dökmenin en iyi yolunun yazmak olduğunu biliyordu, içindekileri döküp: içindekilerinin karşısında dik durması gerektiğini tekrar ediyordu içinden. Odasına geçti, masasına oturdu, insanların temiz bulduğu renge sahip olan kağıda yazmaya başladı, daha doğru bir tabirle yazmaya çalıştı. Aklını toplayamadı, yazdı, yazdı, yazdı ve sildi. Yazdı, yazdı, yazdı ve yırttı. Usanmadan tekrar tekrar denedi. Dakikalarca karşısındaki duvarı izledi, tavanındaki yıldızlara baktı. Sonunda dayanamayıp kötü de olsa bir şeyler karalamaya başladı.

"İnsanoğlunun benliği birçok duyguya gebedir ve doğacakları günü beklerler. Her doğuş gibi bu da sancılı ve acılı olur. Doğan duygu büyür büyür ve büyür. Siz hissettiğiniz duygu kötüyse içinizde öldürmediğini sürece büyür. Kötü duyguların katil olmak zor olduğu gibi onları içinde yaşatmak ve büyütmek de zordur.

Sizce duyguların en yoğun hissedileni hangisidir?

Sanırım bu soru bana sorulmuş olsa, ben bu sorunun cevabına özlem derim. Bir aralar aşırı yoğun hissettiğim bir duyguydu. Bir şeyi, birisini delicesine özlemek, hep yanında istemek kötüdür. Aslında kötü olan onu istemek, özlemek değil kavuşmanın gerçekleşmeyeceğini düşünmektir. İnsanoğlu yaradılışı gereği bir şeyleri sever sahiplenir ve bağlanır. Bağlılığın sonucunda iki insan arasında görünmez bir bağ oluşur. Bu bağ dünyanın en kötü insanı bile değiştirir ve bir insan ne kadar çok bağlıysa o kadar özler derler. Özlemi kısa bir anlık durdurmanın en yolu kavuşmaktır. Özlediği şeye, kişiye duyguya ulaşmak imkansız gibi gözükür ama kavuşmak zor değildir. Korkar insan, nedenini bilmez, arkasını düşünmez, önüne bakmaz sadece korkar. Özlem korkuyu körükler ve tek bir adım atamaz insan. İçinden sürekli gerçekleşmeyecek, kavuşamayacağım diyip asıl gerçekten kaçar insanoğlu.

Özlediğin şeyi düşünüp kapatmalı insan gözlerine. Bunun ne kadar zor olduğunu bilen bir insanım ama kavuşmanın en kolay yolu bile zordur. Aklında canlanan sahneleri dönme dolap gibi döndürmeli hafızasında. Kısa bir an kavuştuğunu düşünüp, onun verdiği rahatlığı hissedene kadar. Kısa bir anlık kavuşur ardından o kısa bir an yetmez.  Zaten insanoğlu hiçbir şeyin azı ile yetinmez.

Hasret varsa vuslat da vardır bu hayatta. İnsan hasretin körüklediği korkudan sıyrılıp adım attığında vuslat gerçekleşir ama insan kavuşsa bile özlemeye devam eder."

Genç kız kulağındaki müziği kapatıp yazdığı satırlara göz gezdirdi, satırların anlamsızlığı ve karışıklığı karşısında dik olan omuzlarını yavaşça düşürdü. Önündeki kirli kağıdı dosyasından çıkartıp küçük parçalara ayırdı. Çöp kutusuna atıp yeni bir sayfa daha çıkardı. Olmayacağını bile bile yazmaya çalışacaktı. Kapattığı müziği açtı, düşen omuzlarını dikleştirdi ve bir şeyler hissetmeye çalıştı. Hissettiği an yazacağını biliyordu. Bekleyecekti, hissettiği anı.

15.04.2020
22.20

Yorumlar

  1. Ellerine sağlık canım

    YanıtlaSil
  2. "Aramızda karlı dağlar...." Varken kavuşmak sadece bir hayalden ibaretti düşünsene senin özlemini çektiğin kişinin bundan haberi yok işte bu durumdaki birinin yıkıklığı acınası gerçekten... Ve o benim

    YanıtlaSil
  3. Çok iyi yazıyosun bebeğim

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar